Havza Hangi İle Ait? Bir Yolculuğun İçinde Gizlenen Cevap
Bir hikâye anlatmak istiyorum size. Belki de yıllardır gözden kaçan, küçük gibi görünen ama içinde koca bir memleket sevgisi saklı olan bir hikâye. Hani bazen bir isim kulağınıza çalınır, nerede olduğunu tam bilemezsiniz ama bir şekilde içinizde merak uyandırır ya… İşte “Havza” da öyleydi.
Bir sonbahar akşamı, uzun zamandır görüşmeyen iki dost yolculuğa çıktı. Cemal, plan yapmayı seven, her detayı hesap eden, çözüm odaklı bir adamdı. Elinde harita, aklında rota, nereye gidileceğini, kaç saatte varılacağını en ince ayrıntısına kadar hesaplıyordu. Yanında ise Elif vardı; hayatı anlamlı kılan küçük detaylara önem veren, insanların kalbine dokunan, empatiyle konuşan bir kadın.
Yolda sohbet koyulaştıkça konu dönüp dolaşıp Havza’ya geldi. Elif merakla sordu:
“Cemal, Havza hangi ile ait biliyor musun?”
Cemal gözlerini yoldan ayırmadan kısa bir yanıt verdi:
“Tabii ki biliyorum. Stratejik olarak baktığında Havza, Samsun’un bir ilçesi. Kurtuluş Savaşı tarihinde de önemli bir rolü var. Atatürk’ün Samsun’dan sonra gittiği ilk yerlerden biri orası. Yani Havza’yı anlamak için haritaya bakmak yetmez, tarihe bakmak gerekir.”
Elif hafifçe gülümsedi, Cemal’in resmi ve çözüm odaklı tavrına alışkındı. Ama o farklı bir şey hissetmişti:
“Benim için Havza sadece haritada bir nokta değil. İnsanların yüreklerinde taşıdığı anılar, o topraklarda yaşayanların içtenliği… Havza, bana hep bir sığınak gibi geliyor. Düşünsene, Anadolu’nun kalbinde bir ilçede, hem tarih hem insan sevgisi buluşuyor.”
Yolculukta Bir Durak: Havza’nın Sıcaklığı
Yol uzadıkça, Cemal’in stratejik bakış açısı ile Elif’in duygusal yaklaşımı birbirini tamamlamaya başladı. Nihayet Havza’ya vardıklarında onları karşılayan şey ne bir tabelaydı ne de bir resmi bilgi… Küçük bir çay bahçesinden gelen çocuk kahkahaları, yaşlıların sohbetindeki huzur ve esnafın samimi selamıydı.
Cemal çevreyi inceledi, yapıları, yolları, tarihi eserleri not aldı. Onun için Havza, Samsun’un bir ilçesi olarak anlamlıydı.
Elif ise orada gördüğü gözlerde, duyduğu seslerde başka bir şey buldu:
“Havza sadece Samsun’un bir parçası değil, aslında her birimizin hayatında bir yer tutuyor. Çünkü burada insanlar birbirine değer veriyor. Burada geçmişin izleriyle bugünün sıcaklığı birleşiyor.”
Tarih ve İnsanlık Arasında Köprü
Havza’nın sokaklarında yürürken, Atatürk’ün Milli Mücadele kararını şekillendirdiği o günleri düşündüler. Cemal, bu anıların stratejik önemini vurguladı:
“Bak Elif, burası öyle bir yer ki, Kurtuluş Savaşı’nın meşalesi burada güçlendi. Eğer Havza olmasaydı, belki de tarihimiz başka türlü yazılırdı.”
Elif başını salladı ve etrafına bakarak ekledi:
“Evet, ama düşün ki o günlerde sadece bir liderin kararı değil, halkın yüreği de bu mücadeleyi besledi. Havza’nın kadınları, erkekleri, çocukları… Her biri birer kahramandı. Strateji ve yürek, akıl ve empati, işte tam burada birleşti.”
Okuyuculara Bir Davet
Bu hikâye, aslında yalnızca Cemal ile Elif’in yolculuğu değil. Hepimizin içinde, bir tarafıyla akılcı ve çözüm arayan bir Cemal, diğer tarafıyla duygu ve ilişkilerle dünyayı güzelleştiren bir Elif var. Havza’nın hangi ile ait olduğu sorusu, belki de bu yüzden sadece coğrafi bir cevapla sınırlı değil.
Evet, Havza Samsun’a bağlı. Ama aynı zamanda hepimizin kalbine bağlı. Çünkü orada tarih var, orada insanlık var, orada dayanışmanın izleri var.
Belki siz de yolunuz düşerse Havza’nın çay bahçesinde bir bardak sıcak çay içersiniz. Belki yaşlı bir amcadan dinlediğiniz hikâyeyle tarihe yeniden dokunursunuz. Ve belki de Havza’yı sadece Samsun’un bir ilçesi değil, kendi hayatınızın bir durağı olarak görürsünüz.
Siz hiç Havza’ya gittiniz mi? Ya da hayatınızda “Havza” gibi anlamlı bir durak yaşadınız mı? Yorumlarda paylaşın, birlikte o yolculuğun parçası olalım.